Gemi Üstü Balistik Füze - 1
Cumartesi, 05 Haziran 2021

İkinci Dünya Savaşı esnasında meşhur V2 ile somutlaşarak ilk kez sahneye çıkan balistik füze kavramı bihassa nükleer silahlarla birleştirilerek değerlendirildiğinde kürsel güç sahnesinde hızla çok önemli bir oyuncu hâline geldi ki uzun menzilli nükleer başlıklı balistik füzeler o günden bu yana Dünya üzerindeki bir numaralı güç göstergesi olarak kabûl edilmektedir.

Soğuk Savaş olarak adlandırılan dönemle birlikte balistik füze teknolojileri alanında, ABD ve SSCB merkezli büyük bir yarış da başladı. Temel hedefler; daha fazla görev yükünü, daha uzun menzile, daha hızlı şekilde, daha hassas isâbet oranı ile ulaştırabilmek olarak özetlenebilirdi.

Mevzu son derece geniş olduğu için daraltılmış bir kapsam ile ele almamız daha uygun olacaktı ki bu sebeple içeriği, kısmî bütünlüğü de fazla zedelemeden olabildiği kadar temel alt bileşenlere ayırmak gerekliydi. Böyle bir amaç doğrultusunda, kullanıldıkları konumlara göre balistik füzeler üç temel bölüme ayrılabilir:

  1. Karadan kullanılanlar
  2. Havadan kullanılanlar
  3. Denizden kullanılanlar

Esas ilgi alanımız denizcilik olduğuna göre ilk iki maddeyi hızla kapsam dışında bırakabiliriz, zâten ikincisini daha önce [1] kısaca ele almıştık. Biraz daha parçalayabilmek için, denizden kullanılanlar ise iki alt başlıkta incelenebilir:

  • Sualtından kullanılanlar
  • Sustünden kullanılanlar

Bunların içinden de ikinci maddeyi seçersek bugünkü konunun çerçevesine iyice yaklaşmış oluruz fakat denizaltılardan kullanılan ilk balistik füzelerden bâzıları sadece araç satıhta iken fırlatılabildiğinden, denizaltıları tamamen kapsam dışında bırakmak daha uygun olurdu ve nihâyet yazının kapsamı belirlenebildi:

Gemi üzerinden kullanılan balistik füzeler.

İlk Fikirler

Savaş sonrası dönemde hem ABD, hem de SSCB yakasında, elde edilen alman ganimetlerine1 dayanan ilk ar-ge çalışmaları; V-1 temelli seyir füzeleri ve V2 temelli balistik füzeler olarak hızla ilerleyecekti.

SSCB tarafında ilk V2 kopyasının inşa faaliyetleri 1946'da başlatıldı. 13 araştırma enstitüsü ve 35 fabrikanın birlikte çalışmasıyla ortaya çıkan ilk ürün R-1 (D-10) olarak adlandırıldı, Rusların V2 teknolojisini özümseyebilmesi ise, ellerinde gerçek numuneler olmasına rağmen, sekiz sene kadar sürdü.

Bu silah doğal olarak hemen donanmanın da ilgisini çekti ve TsKB-17 tasarım ofisi tarafından; 16 adet R-1 füzesi taşımak için hazırlanan ilk geminin ön-tasarımı 1947 gibi oldukça erken bir tarihte ortaya kondu. Bu ilk kavramda temel maksat kıyıya yakın sâbit düşman hedeflerine gemiler vasıtasıyla hücum edebilmekti.

Bu arada nükleer silahların da sahneye çıkmasıyla birlikte kavramlar üzerinde önemli değişiklikler de meydana gelecekti. Ruslar kısa zaman içinde, sahip oldukları nitelikler sebebiyle hızla geliştirdikleri "nükleer başlıklı balistik füze + denizaltı" çözümüne dayalı stratejik bir yaklaşıma ağırlık verdiler ve gemiler üzerine ise Batı ölçülerine nazaran çok daha güçlü, uzun menzilli ve hızlı seyir füzeleri yerleştirdiler.

Proje 1077 Sınıfı Gemi

Resim.1) Proje-1077 sınıfının 4x8 orta menzilli balistik füze taşıyan sürümüne ait taslak. 202m, 13.000ton


Diğer taraftan zaman içinde giderek güçlenen katmanlı hava savunmasına sahip uçak gemisi görev kuvvetlerine dayalı suüstü filolarından meydana gelen ABD donanması karşısında daha zayıf bir durumda kalan SSCB suüstü kuvvetlerinin etkinliğini ve direncini artırmaya yönelik çeşitli çözümler üzerinde de çalışmaya başladılar. Söz konusu hava savunmasına yeterli seviyede nüfûz edebilme ihtiyacı yeni yaklaşımlar gerektirmekteydi.

Bu bağlamda TsKB-17 1961'de bu kez 5.000tonuk, 16 adet (denizaltılar için geliştirilen) R-21 türevi füze taşıyacak özel maksatlı bir gemi tasarımı ortaya koydu. 1.000kg görev yükünü (800kT tek nükleer başlık) 750dnm mesafeye ulaştırabilen bu sıvı yakıtlı füzelerle doğrudan uçak gemilerini imhâ etmek hedefleniyordu.

Diğer taraftan böyle uzak mesafelerden deniz üzerindeki hareketli bir hedefi balistik füze ile vurabilmek, o günler için nükleer başlıkla bile pek de kolay görünmüyordu fakat bu konuda çalışmaya da devam ediliyordu. Örneğin 1970'lerin ürünü; 32 adet R-27 türevi, 1.000dnm menzilli OMBF2 taşıyacak olan 13.000tonluk Proje-1077 veya 200(!) adet 500dnm menzilli Elbrus-M taşıyacak 16.000tonluk Proje-1080 gibi.

Elbrus-M uzatılmış menzilli ve daha önemlisi görüntü eşleştirmeli - elektrooptik güdümlü bir yenidengiriş aracına sahip olacaktı ve böylece uçak gemisi gibi hedeflerin artık konvansiyonel başlık ile vurulabilmesi, en azından nazarî olarak mümkün görünüyordu.

Proje 1080 Sınıfı Gemi

Resim.2) 200 adet orta menzilli balistik füze taşıması için tasarlanan Proje-1080. 215m, 16.000ton


İktisâdi sebepler, teknik zorluklar, INF3 ve SALT4 pazarlıkları ve nihâyetinde SSCB'nin dağılması gibi sebeplerle balistik füze taşıyacak Rus gemi projelerinin hiçbiri gerçekleştirilemedi fakat bu alanda yapılanmış çalışmalar ilginç bir şekilde günümüzdeki bâzı gelişmeleri tetiklediği için daha ayrıntılı olarak incelenmeye değerdir...

Artık kısa, orta ve hatta uzun menzilli balistik mühimmatların hareketli deniz hedeflerine karşı taktik kullanımının büyük önem kazanacağı yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz ki Türk Donanmasının hem savunma, hem de hücum yeteneklerinin yeterliliği açısından bu konuya dikkâtle eğilmemiz gerektiği aşikârdır.

İkinci bölümde: Büyük Denizin Doğusunda...

♦ Açıklamalar

1. Malzeme + İnsan [geri]
2. OMBF: Orta Menzilli Balistik Füze [geri]
3. INF: Intermediate-range Nuclear Forces / Orta-menzilli (500-5.000km) Nükleer Kuvvetler [geri]
4. Strategic Arms Limitations Talks / Stratejik Silahların Sınırlandırılması Görüşmeleri [geri]

♦ Kaynaklar

1. Havadan atılan balistik füzeler hakkında - http://uskudar.biz/askeri-teknoloji/gün-ola-harman-ola.html
2. МОРСКИЕ КОМПЛЕКСЫ С БАЛЛИСТИЧЕСКИМИ РАКЕТАМИ, 2009, А.В.Карпенко - Н.И.Шумков
3. http://bastion-karpenko.ru
4. http://www.astronautix.com
 
Telif Hakkı © 1997-2024 [uskudar.biz]
- sürüm 6.0.0 - Bütün Hakları Saklıdır.
Kullanım şartları için tıklayın!