Ahşap
Pazar, 31 Temmuz 2022

Bu zamana kadar denizcilik açısından önemli sayılabilecek, görece yeni nesil malzemelere odaklanmıştık ama nihâyetinde çeşitli sebeplere daha derine inmek de elzem oldu. Artık geçmişin gemi malzemelerine ve teknolojilerine yönelik bâzı konuları ele almaya da başlayabiliriz ki doğal olarak bu sahaya giriş için ağaçlar ile ilk adımları atmak en uygunu olacaktır.

Kalyata-i Hümâyûn / Enine Kesit

"Ağ sakallı Dede Korkutdan öğüt aldum.  
İlerü yatan kara dağları aşdum.  
İlerü yatan Karadenize girdüm.  
Ağaçtan gemi yondum,  
Ağ gömlegüm çıkardum, yelken kurdum.  
İlerü yatan denizi dildüm, geçdüm.  
Kitâb-ı Dedem Korkud   
Alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân  
~ 10.yüzyıl
   

Mevzu son derece kapsamlı olduğundan, merkeze Türk Denizciliği alınmak suretiyle belli bir noktaya odaklanılarak mesele biraz olsun ele avuca sığdırılabilir hâle getirilmeye çalışılacaktır ve tabii ki zaman-mekan yüzeyinde insanlık tarihi boyunca milletler arası ciddi etkileşimler söz konusu olduğundan, odağın dışına çıkmak da kaçınılmaz olarak gerekecektir.

İnsanoğlunun denizlerle açılmaya başlaması çok eskilere dayanmakla birlikte bu ilk dönem hakkında yeterli verinin mevcut olmaması sebebiyle bilgilerin son derece bulanık olduğu açıktır. Sonraki tarihler söz konusu olduğunda, ilerleyen zamanla orantılı şekilde bulanıklık yavaş yavaş zayıflamaktadır.

Dümen

Günümüze kadar bu sahada gerçekleştirilen neredeyse bütün çalışmalar Batının tekelinde olduğu için hem yönlendirme, hem işleyiş, hem de sonuç anlamında Batı merkezli bir kurgu oluşturulduğu kolaylıkla görülebilir. Tam olarak aynı sebeple; Türk Denizcilik Tarihi alanında çalışmak için yeterli miktarda insan gücü ve kaynak asla elde edilemediğinden, diğer bilim sahalarında olduğuna benzer şekilde, yine her şeyden habersiz, bize bizim hakkımızda onlar tarafından söylenenleri doğru kabûl eden bir şekilde yaşamaya devam edecek olmamız kaçınılmaz gözükmektedir ve tabii mevcut durum öznefret ile de doğrudan bağlantılıdır.

Ülkedeki deniz arkeolojisi çalmalarının kimlerin tekelinde olduğu açıkça ortada olduğu için ve Devlet de buna göz yummaya devam edegeldiği için ve bütün bunlar kimselerin umurunda da olmadığı için olumlu bir gelişme de beklenememektedir. Bu arada biraz olsun tarihe meraklı olanlar, verimli(!) bir yordam olan;
"arkeoloji-istihbarat" ekseninin daha başka nelere sebep olduğu ve olacağını da kavrayabilirler.

Deniz arkeolojisinin burada vurgulanmış olması boşuna değildir. Bu konuda yapılagelen tarih çalışmalarına sınıf atlatabilmek, eksikleri tamamlayarak hassas noktaları gerçekten aydınlatabilmek ancak ve ancak sualtında ve belki bâzı özel kara noktalarında gerçekleştirilecek çalışmalarla elde edilebilecek verilerin ışığında yapılabilecek teknik değerlendirmeler ile mümkün olabilir. Özet olarak veri yoksa sonuç da yoktur.

Selçuklular ile başlayan, bâzı Beylikler ile ilerleyen, sonra Osmanlı Devleti ile devam ederek günümüze ulaşan tarih dilimde denizcilik teknolojisi alanında bu topraklarda ve denizlerde yaşanan gelişmelerin gerçekçi bir haritası ancak doğru çalışmalarla elde edilecek bilgilerin dikkâtli ve sabırlı bir şekilde değerlendirilmesi sûretiyle ortaya konabilir.

Mesela daha önce ele alınan birkaç deniz savaşının sonucuna bağlı olarak Çeşme ve Sinop limanları çok sayıda değerli veriyi barındırmaktadır. Gerçi bunların önemli bölümü yakın tarih içinde, maalesef Devlet eliyle ve muhtemelen özel bir maksatla; deniz şehitliklerinin birilerine yağmalattırılması yoluyla büyük ölçüde imha edilmiştir ama her şeye rağmen bu sahalardan bir miktar değerli bilgi kırıntısı belki hâlâ elde edilebilir.

Lâkin böyle çalışmalar yapmak Türklere yasaktır, önce gringo'dan izin almanız(!) gerekir ki bu durum; mekanizma açısından, Milli Eğitim Bakanlığının 1946'dan bugüne asla milli olamamasına benzetilebilir...
Karada ve denizde Türk denizcilik Tarihi açısından çok değerli verilerin gömülü olduğu bir diğer önemli saha olan Tersane-i Amire'nin çok büyük bir bölümü de son üç sene içinde hızla: "ye - iç - sıç : tekrar et" türünde bir merkeze dönüştürülerek imha edilmiştir...

Kalyata

Tabii bırakın arkeolojiyi vesaire, elimizin altında olan, müzede yatan hazır gemiler üzerinde bile çalışma yapmaya pek de meraklı olduğumuz söylenemez. Deniz müzesinde mevcut bulunan; yaş ve tür olarak Dünya üzerinde eşi benzeri mevcut olmayan muhteşem Sultan Kalyata'sı örneğinde olduğu gibi... Üstelik neredeyse bütün kaynaklarda bu Çekdiri'ye Kadırga dense de söz konusu gemi aslında bir Kadırga değil Kalyata'dır ki bu ayrıntı bile mevzuyu ne kadar ciddiye aldığımızı(!) anlamaya yeter.

Mâlûm olduğu üzere ülkemizde yüzlerce üniversite, onbinlerce profesör, kim bilir kaç tane araştır-ma(!) görevlisi mevcuttur ama biz söz konusu Kalyata'nın hangi ağaçlar kullanılarak inşa edildiğini ve bu ağaçların ne zaman ormanlardan kesildiğini falan ancak bir İsrailli akademisyen [1] sâyesinde öğrenebiliyoruz! Neyse, buna da şükür. Söz konusu çalışmaya göre bu Kalyata üzerinde kullanılan, tespit edilebilmiş ağaç türleri ve kullanım oranları ise şöyledir:

  1. Saçlı Meşe     (Quercus Cerris)       %49,90
  2. Doğu Kayını   (Fagus Orientalis)     %10,14
  3. Kızılçam        (Pinus Brutia)             %6,95
  4. Karaçam       (Pinus Nigra)             %15,2
  5. Toros Sediri    (Cedrus Libani)         %3,69
  6. Karaağaç      (Ulmus Campestris)    %3,56
  7. Dişbudak       (Fraxinus Excelsior)    %6,38
  8. Ceviz             (Juglans Regia)          %4,32

Bilhassa gemi inşasında ve büyük ihtimâlle ağacın temel malzeme olarak kullanıldığı mesela Türk Yayı gibi başka pek çok üretim sahasında ağacın seçilmesinden başlamak üzere ilerleyen bütün uygulama safhalarını doğru olarak gerçekleştirebilmek için büyük bir bilgi birikimi ve tecrübe gerekmektedir. Kısacası ahşap kullanımı binlerce yıl içinde gelişmiş bir ilimdir ve gemi inşası açısından değerlendirildiğinde, yakın tarih içinde bu ilmin bir bölümü küresel ölçekte kaybolmuştur, çeşitli sebeplerle bu topraklardaki kayıp ise çok daha büyük bir seviyededir.

Ağaçlardan gemi parçalarının seçilmesi hakkında

Gemi inşasında ağaç kullanımı ağacın ormandan tek tek seçilmesiyle başlar. Ağacın cinsinden başka, şekli, yetiştiği irtifa ve konumu, toprak ve su şartları, bunlara bağlı olarak büyüme hızı, yaşı vs son derece önemlidir. Kesilme mevsimi, kurutma yöntemi ve yeri, kütüğü biçme yaklaşımı vs. sonucun başarısı üzerinde doğrudan etkilidir.

Örneğin aynı tür bir ağaç; sulak bir ovada, yüksek bir dağda, aynı dağın kuzey veya güney yamacında çok farklı şartlarda büyür ve gelişir, sonuç olarak da söz konusu şartlarda yetişen ağaçlardan elde edilen ahşap malzemelerin nitelikleri de çok belirgin farklılıklar gösterebilir. Üstelik A şartında yetişmek Y türünde bir ağacın niteliklerini, B şartında yetişmeye nazaran olumlu yönde etkilerken Z türünden bir ağacın niteliklerini olumsuz etkileyebilir ki bütün bunlar yukarıda bahsi geçen ilimlerden bir ilimdir.

Daha fazla uzatmadan sadede gelirsek: Bu dizi içinde, ağaçtan oyularak yapılan kayıklar, yalnızca saz kullanılarak inşa edilen araçlar, ahşap iskelet üstüne deri kaplanarak üretilen kayaklar vs. kapsam dışında olacaktır, bunlar belki daha sonra başka bölümlerde ele alınabilir...

Dünya denizcilik tarihi açısından birbirinden görece bağımsız beş önemli akım söz konusu olabilir:

  1. Doğu Asya
  2. Güneybatı Asya
  3. Güney Avrupa
  4. Kuzey Avrupa
  5. Polinezya
Bunlar içinden Polinezya akımı, amaca uygun katamaran tasarımları ve hepsinden önemlisi Dünyanın geri kalanındaki insanlardan en az bin yıl ilerideki müthiş gök seyrüseferi yetenekleri ile öne çıkmaktadır.

Yukarıdaki diğer bütün akımların da kendine has ilgi çekici nitelikleri vardır. Yine de burada temel hedefimiz Türk denizcilik tarihi olduğu için Güney Avrupa akımı ağırlıklı bir şekilde konuları değerlendirmeye çalışacağız denilebilir.

Odun

Velhâsıl bu yazı dizisi kapsamında Türk Denizciliği temelinde ele alınacak gemi inşa malzemeleri:

  1. Meşe
  2. Karaağaç
  3. Dişbudak
  4. Çam
  5. Kayın
olarak sıralanabilir. Sonrasında ise Dünya denizcilik tarihi açısından da en önemlisi olan meşeden başka birkaç önemli ağaç daha ele alınabilir:
  1. Sedir
  2. Tik

gibi. Gidişâta göre yukarıdaki sıralamada bâzı değişiklikler söz konusu olabilir ama ilk olarak meşe ile devam edeceğimiz kesindir.

♦ Kaynaklar

1. The Kadırga Galley in Istanbul - The Turkish Sultan's Caique: A Dendrohistorical Study, 2014, Nili Liphschitz
 
Telif Hakkı © 1997-2023 [uskudar.biz]
- sürüm 6.0.0 - Bütün Hakları Saklıdır.
Kullanım şartları için tıklayın!