Altıyüzbir.Sekizyüzbir.Bir.Beşyüzaltmışdört
Cumartesi, 20 Nisan 2019

İki İbrahim - Müteferrika ve Halefiİbrahim Müteferrika denince insanın aklına düşen ilk imgeler daha ilk mektepten başlayarak zihnimize yerleştirilmiş mâlûm kalıplaşmış, sığ, güdük bir takım kırıntılar olarak zuhur ediyor öyle değil mi?

Nihayetinde insanların çoğu artık içlerine ustaca(!) yerleştirilmiş böyle türlü türlü düşünce kalıplarına her şart altında ve yanlışlığı kesin olarak ispatlansa dahi, ölene kadar bağlı kalmayı tercih ediyorlar ki bu zaafı kullanarak, toplum mühendisliği uygulamalarına hâkim durumda olan milletler diğer milletleri kolayca maymuna çevirebiliyorlar.

Hemen sağda kapağını gördüğünüz, Şubat 2019 itibarı ile birinci baskısı yayınlanan ve Kemal Beydilli tarafından yazılan kitap; İbrahim Müteferrika ve çevresinde gelişen olayları ki belki dönen dolapları demek daha iyi bir ifâde olur, belgelere dayanan en yeni tarihi bulgularla birlikte son derece titiz bir şekilde okuyucuya sunarak, öğrenmeyi ve düşünmeyi terk etmek istemeyen türdeki insanlara yeni bir ufuk açabilecek mâhiyettedir.

Kitaptan da biraz alıntı [sarı] vermek gerekirse:

"Çalışmamızın bu kısmında üç husus ortaya çıkmıştır:

1. İbrahim Müteferrika'nın (Macar mühtedisi), Bonneval (Fransız mühtedisi, nam-ı diğer Humbaracı Ahmet Paşa), evlatlığı Süleyman (İtalyan mühtedisi) ve kendi yetiştirmesi olan Küçük İbrahim (Osmanlı Kadısı) ile birlikte İstanbul'daki elçiler arasında bilinen, oldukça karanlık işlere erken tarihlerden itibaren karışan, edinilen bilgileri paraya tahvil eden bir ekip içinde yer alan ve bizzat kendisinin de elçilere "mahremâne" bilgiler ileten, şifre koduyla (601.801.1.564) anılan bir istihbarat kaynağı olduğu...

Hakkında vermiş olduğumuz bütün bu bilgilerin, daha ziyade matbaa kurusucusu ve kitap basımı işiyle uğraşan bir kültür adamı olarak tanıdığımız Müteferrika'nın genel imajını bir ölçüde değiştirecek mahiyette olduğu açıktır. Bütün bunların yanında Müteferrika'nın ayrıca açıkça dile getirilmeyen başka bir siyasi kimliğe daha sahip olduğu vurgulanmalıdır. Müteferrika aynı zamanda koyu bir "Macar" milliyetçisidir ve son nefesine kadar sürdürdüğü Avusturya karşıtlığı buradan kaynaklanmaktadır. Bu anlamda intikam duygusuyla hareket eden Bonneval'den farklı bir motivasyona sahip olduğu açıktır.

... Müteferrika, 1736'da başlayan Osmanlı-Avusturya savaşlarının devam etmesini ve özellikle 1740'dan itibaren on seneye yakın bir süre Veraset Savaşları sebebiyle zor günler geçirecek olan Habsburglar'ın hezimete uğramasını, vatanının kurtulmasında vazgeçilmez bir unsur olarak görür ve Osmanlı Devleti'nin yıpratıcı İran savaşlarına rağmen Avusturya ile asla barış yapmaması için çalışır..."

Son söz olarak denebilir ki gâyet hassas bir şekilde ciddi bir emek verilerek gerçekleştirilen böyle çalışmaları görünce, geleceğimiz hakkında biraz iyimser olabilmek de mümkündür.

 
Telif Hakkı © 1997-2024 [uskudar.biz]
- sürüm 6.0.0 - Bütün Hakları Saklıdır.
Kullanım şartları için tıklayın!