Gazavât-ı Cezayirli Gâzî Hasan Paşa
Pazar, 13 Şubat 2022

" Nehb u gâretler ile Pulya’yı vîran edelüm  
Geçüb andan öte İspanya’yı tâlân edelüm  
Ceneviz memleketin hâk ile yek-sân edelüm  
Gel donanmaya gidüb azm-i Fireng eyleyelüm "
Yetîm   

Çocukluğundan itibâren ele avuca sığmayan, iki metreden uzunca, sağlam yapılı, müthiş derecede güçlü, doğuştan savaşçı ve yırtıcı bir şahsiyet olan Gâzi Hasan Paşa herhalde tabiatının bir yansımasıyla evcil hayvan olarak aslan besliyor ve üstelik bunu kafeste yapmıyor, hatta onu yanında dolaştırıyordu.

Kendisi hakkındaki en önemli bilgi kaynağı; Gazavât-ı Cezayirli Gâzî Hasan Paşa adlı eserdir ki İstanbul'da dört, Fransa ve Avusturya'da birer adet olmak üzere toplam altı nüshası günümüze ulaşmış durumdadır.

Diğer taraftan çeşitli açılardan son derece değerli olan bu önemli eser bugüne kadar halka ulaştırılmış değildir, ne yazık ki. En kısa zamanda bu eserin lâyıkıyla günümüz Türkçesine aktarılıp geniş kitlelere ulaştırılmasını dilemekten başka elimizden gelen pek bir şey yok.

Yine de kaynak [1] üzerinde belirtilen, konuyla ilgili doktora tezi çalışması, denizcilik tarihimize ilgi duyanları "Gazavât-ı Cezayirli Gâzî Hasan Paşa" ile buluşturmak noktasında çok önemli bir açığı kapatabilmektedir. Bu belgeyi genelağ üzerinde kolayca bulabilirsiniz. Bundan sonrasında temel kaynağımız birkaç alıntı [sarı] ile birlikte bu çalışma olacaktır. Eserinin önemini açıklamakla başlanırsa:

"Eser, vak'anüvis ve özel târihî kaynaklarda çok kısa yazılmış veya hiç kaleme alınmamış bazı önemli vak'aların etraflıca anlatılmış olması bakımından; târihin henüz açığa çıkarılamamış birçok önemli konunun ortaya konulmasında, yapılan yanlış yorumların düzeltilmesinde, noksan verilmiş olan bilgilerin tamamlanmasında, târihî, edebî, ictimâ'î, idârî vb. konularda araştırıcılar için birinci elden kaynak teşkil edecek niteliğe sahip bulunmaktadır. "

Cezayirli Gâzî Hasan Paşa

Hasan genç bir Yeniçeri iken önemli kara seferlerine katılmış ve üstün özellikleriyle hemen sivrilmişti. Devamlı olarak bir yiğitlik ve savaşma arzusuna sahip olduğundan yine bir Yeniçeri olarak Garp Ocaklarına gitmeye karar verdi. Henüz bir gemi ile Cezâyir yolunda iken rast geldikleri bir küffar gemisine bordaladıklarında, düşman gemisine ilk atlayan da bekleneceği üzere Hasan oldu fakat bu esnada gerek sert deniz durumu, gerekse bordalanan geminin kaçma yönünde manevra yapması neticesinde diğer Osmanlı askerleri düşman gemisine çıkamadılar.

Hasan yakıcı bir ateş gibi dalkılıç güverteye daldı ve onbeş düşmanı tek başına öldürdü, diğerleri kaçıp kendilerini bir kamaraya kilitleyerek paçayı kurtardı ama henüz yolda iken, bir kâfir gemisini tek başına zapt eden Yeniçeri Hasan, kendisine doğuştan bahşedilmiş; keskin bir kararlılık, gözükara bir cesaret ve çılgın bir kuvvet ile Cezâyirde hızla saygınlık kazanacaktı.

Kendisine verilen her görevi daima başarı ile tamamlayan Hasan kısa sürede Cezâyir Dayısı tarafından Tlemsen Beyi olarak görevlendirildi ki böylece artık Hasan Bey olarak tanınmaya başladı. Palabıyık lâkabını da gür byıklarından dolayı yine Cezayir'de almış ve kısa süre sonra Palabıyık Hasan Bey olarak da anılmaya başlanmıştır.

Sonraki dönemlerde yaptıklarına ve yaşadıklarına bağlı olarak yeni ünvânlar da alacaktır: Cezayirli Hasan Bey, Cezayirli Kapudâne Hasan Bey, Cezayirli Gâzi Hasan Bey, Cezayirli Kâpudan-ı derya Gâzi Hasan Paşa, Kâpudan-ı derya Vezir Gâzi Hasan Paşa, Anadolu Vâlisi ve Rusçuk Seraskeri Gâzi Hasan Paşa, Sadr-ı a'zam Gâzi Hasan Paşa gibi... .

Tabii bütün bu mevzuyu buraya sığdırabilecek değiliz ama şimdi nereden devam edebileceğinizi biliyorsunuz... Bu arada gerçek eserden birkaç satır alıntı yapalım, mesela Rus donanmasının Baltık'tan çıkıp Adalar Denizine gelişinden:

"... ve bu esnâda derûn-ı habîsinde rû-numûn olan kin ve adâvet-i hınzîrânesinin icrâsı dâ'iyyesiyle sekiz on bin mil mürûr u ubûrunda kemâl-i usret ve dürlü dürlü mihen-ü meşakkati olan mesâfe-i ba'îde-i hatar-nâk olan Bahr-i Baltık'ı dolaşup Septe'ye gelmek muhâlâttandur ve vuk'u dahi mesmu değildir deyu istimâ' edenlerden ferd-i vâhide itmi'nân gelmeyüp herkes mecî'ini adem-i mecî'ini mücâdele üzre iken ol kadar mahall-i mesâfei- ba'ideden mürûr u ubûr ve sa'ir tavâ'if-i mülûk-ı nasârânın hududlarından mürûr u ubûruna adem-i mümâna'atlarından mâ'dâ herbirinin râgıb- kadîm âyînlerinden îzed i'anet ve tergib-hıyâanet ve ale'l-husûs ingilîz-i nâ-temîz bundan akdem françelu ile musâlahatlarından derûn-ı murdârına cây-gîr olan ba'zı mâddenin adem-i husûlüni Devlet-i aliyye-i ebedpeyvend'e tahmîl ile illet-i sitîz edüp düşmen-i mesfûr ile karâbet-i nev' da'vâsın berdûş ve Devlet-i aliyye-i ebed-karâr ile sadâkat u istikâmet iddi^âsın ferâmuş eyledüğünden gayrı cengâverân-ı âteş-bâziler ile memlû mükemmel onbir kıt'a kapak kaldırır kebîr kalyon-ı menhûselerini moskovlu'ya fürûht ba'de'l-fürûht..."

Görüldüğü gibi günümüz Türkçesine aktarma ihtiyacı elzem ve bunu yaparken hem anlamı kayba uğratmamak, hem de mesela aşağıdaki gibi tatlı ayrıntıları kaybetmeden, hatta soldurmadan bunu yapabilmek ise hiç kolay olmasa gerek.

"... ve resîse-sâzı Hüdâ-yı bî-niyâz rû-yı deryâya Tufân-ı Nuh'dan berü lenger-endâz etdüğü vâki' olup ve küffârın mahall-i hatar-nâkdan selâ ve hulûli ba'dehu istidrâcen merâmı hâsıl ve rüzgârın tarafına müsâ'adesiyle merâmına nâil ve ehl-i İslâma irtikâb-ı ma'â-sîleri hasebiyle adem-i müsâ'adesi mücerred sihr-i Fir'avnî-i frengîlerine haml olmuşdur."

Velhâsıl bu eserden daha öğrenilmesi gereken çok şey vardır ki böylece hem Türk denizcilik tarihindeki boşluklar bir nebze doldurulabilir, hem muhtemel bâzı hatalı bilgiler bu vesileyle düzeltilebilir, hem de geleceğe yönelik kestirimlerin hassasiyetini yükseltebilecek veriler elde edilebilir...

Son olarak; muhteşem bir askerden çok daha fazlası, tedrisâtından geçmenin bana da nasip olduğu Devlet Deniz Mühendishânesinin ve daha fazlasının kurulmasını sağlayan bir Devlet adamı da olan bu Denizler Aslanının ismini, eğer o günleri görürsek TF-2000'in ilk gemisine, dolayısyla bu gemi sınıfına vermek boynumuzun borcu değildir de nedir?

♦ Kaynaklar

1. Gazavât-ı Cezâyirli Gâzî Hasan Paşa / Doktora Tezi, 2000, Tevfik Temelkuran
2. Deniz Mektebi'nin Tarihine Bir Bakış, 1936, Fevzi Kurtoğlu
3. Deniz Mühendishânesi hakkında / 2003 - http://uskudar.biz/tarih/türk-denizciliği/memleketimizde-deniz-mühendisliği-eğitiminin-başlangıcı.html
4. Cezayirli Gazi Hasan Paşa hakkında / 1999 - https://uskudar.biz/reisler/cezayirli-gazi-hasan-paşa.htmll
 
Telif Hakkı © 1997-2025 [uskudar.biz]
- sürüm 6.0.0 - Bütün Hakları Saklıdır.
Kullanım şartları için tıklayın!