Kasıtlı Zaaf
Pazar, 27 Mart 2022

Bu kez ataların oyunun kuralını güzelce tanımlayan sözlerinden biriyle yazıya sondan başlamak en iyisi olur gibi: Sen eşşek olmaya razı olduktan sonra semer vuran çok olur! Evet doğru yazım için burada tek ş gerekirdi ama çift kullanmak anlamın etkisi açısından daha uygun, öyle değil mi?

Takip edecek verilerin başlangıcı olan bu giriş bölümünde denizaltılar üzerinde kullanılan Baş Ufkî Dümenlerin ki bundan sonra kısaca BUD olarak da yazılabilir, yalnızca özel bir bileşeninden bahsedilecek, daha açık ifâde etmek gerekirse; Tip214 türü denizaltılar üzerinde kullanılan BUD tasarımlarına ait şaşırtıcı(?) bir ayrıntıdan, hepsi bu...

Tip214 tanımlamalı Alman denizaltılarının hikâyesini kısaca hatırlamak gerekirse; ilk müşteri Yunanistan olmuştu, ikincisi Portekiz, üçüncüsü Güney Kore ve dördüncüsü ise Türkiye. Her ne kadar Tip218 olarak adlandırılsa da beşinci müşteri olan Singapur'un denizaltıları da büyütülmüş ve oldukça iyileştirilmiş bir Tip214 türevidir ve bu aileye dâhil edilebilir. İsrail için inşa edilen Dolphin-2 Sınıfı Tip800 türevi denizaltılar ise bir Tip214 türevi olarak kabûl edilemez.

İşin ilginç taraflarından birini tam bu noktada belirtmek gerekirse; bizim Cerbe Sınıfı Tip214'lerin inşası, tasarımının iyileştirilmesi(!) bahanesiyle yıllarca gecikirken, ortaya çıkan Reis Sınıfından aslında hem daha büyük, hem de hidrodinamik nitelikler açısından daha üstün Singapur 214'lerinin tasarımı çoktan hazırdı bile. Neyse, bununla ilgili ayrıntıları merak eden olursa konuyla ilgili önceki yazıları kolayca bulup okuyabilir.

Tip214 ve türevleri üzerindeki baş ufkı dümenler

Resim.1) Tip214 ve türevi denizaltılar ve karşılaştırma olması açsından bir de Dolphin 2 üzerindeki baş ufkî dümenler.

Resim üzerinde fare tekerliği ile yaklaşmak ve fare ile sürüklemek de mümkündür...


Göze yönelik anlatım, benim gibi yazmayı beceremeyenler için yazarak açıklamaktan daha kolay olduğundan yukarıdaki resim ile başlamak uygun olacaktır. Orada görülenleri kısaca özetlemek gerekirse:

  1. Bugüne kadar inşa edilen bütün Tip214 türevlerinin BUD'ları üzerinde birer Kanat Ucu Eklentisi mevcuttur.
  2. Diğer taraftan kullanılan kanat ucu eklentileri donanmalara göre bâriz bir farklılık göstermektedir!
  3. Sonuç olarak iki farklı kanat ucu eklentisi söz konusudur; Yunanistan ve Güney Kore için aynı, Portekiz, Türkiye ve Singapur için aynı.

Girişte belirtildiği üzere burada baş ufkî dümenlerin toplam tasarım çözümlerinden pek bahsedilmeyecek çünkü bizi şimdilik tek ilgilendiren dümenin ucu. İlk akla gelen soru şu ise olacaktır: Tip214 denizaltılarının BUD'ları üzerinde neden kanat ucu eklentisi var?

Aslında geçmişte kısa da olsa bir giriş yapmış olduğumuz Kanat Ucu Girdapları meselesi "görünür" sebeptir ama belki de buna minarenin kılıfı demek daha doğrudur.

BUD'lar denizaltının hayatı boyunca yapacağı toplam seyir süresinin; ben diyim %99, siz deyin %95'inde sıfır derece hücum açısında görev yapacaktır, simetrik bir kesit oldukları için de dolayısıyla bu süre zarfında kaldırma kaynaklı kanat ucu girdabı üretmeyeceklerdir! Farklı türdeki kanat ucu kökenli girdaplara ise muhtemelen sonraki bölümlerde değineceğiz...

Velhâsıl Tip214 BUD'ları üzerinde kullanılan mevcut kanat ucu eklentileri kaldırma şartlarında oluşmaya başlayacak kanat ucu girdaplarını belirgin seviyede baskılayabilir hatta neredeyse tamamen ortadan kaldırabilir. Bu durum ise denizaltının gürültü ve dümensuyu izleri ile direnci üzerinde küçük de olsa bir miktar iyileşme anlamına gelir.

Fakat bu fayda BUD'lar ancak sıfır dereceden farklı bir hücum açısında kullanılırken ve/veya denizaltı derinlik değiştirirken elde edilebilecek küçük bir kazançtan ibârettir ki denizaltının toplam seyir ömrünün yalnızca ve yalnızca yüzde birkaçı içinde geçerlidir!

Diğer taraftan aynı sebeple açıkça anlaşılabilir ki söz konusu kanat ucu eklentileri; denizaltı düz yüzüş durumundayken, olması gerekenden hem daha fazla direnç ve asıl sıkıntı olarak hem de daha fazla gürültü ve dümensuyu izi üretecektir.

Dolayısıyla Tip214 BUD'larının ucunda görülenen bu geri zekalıca eklentiler denizaltının seyir hayatının ~%99'unda fazladan ize ve dirence sebep olacaklardır ama hızlıca da karar vermeyin gâri, eğer ortada bir geri zekalı varsa bile onlar kesinlikle bu denizaltıları tasarlayanlar değildir ; ) Eğer öyle olsalardı böyle dandik çözümleri kendi denizaltılarında da kullanırlardı.

Doğrusu bu yazı yıllar önce gelmeliydi ama Reis Sınıfının da denize inip baş ufkî dümenini bize göstermesi gerekiyordu ve bildiğiniz gibi özel bir sebeple bu mesele yıllarca geciktirildi...

Şimdi belki de [Resim.1]'e tekrar ve biraz daha dikkâtlice bakmak gerekir, ipucu vermek gerekirse; tam olarak kullanıcılar ile kanat ucu eklentilerinin türleri arasındaki eşleşmeye. Pek uzatmaya da niyetim yok. Öncelikle bu resimdeki İsrail denizaltısı üzerinde; bir Tip214 BUD'unun, kanat ucu tasarımı açısından, nasıl olması gerektiğinin açık bir numunesini görüyorsunuz. Diğerleri üzerinde de nasıl olmaması gerektiğini, başka bir açıdan ifâde edilirse kimlerin müstemleke olduğunu da aynı zamanda.

Artık sadede gelmek lâzım; özet olarak Tip214 BUD'ları üzerindeki enâyi işi kanat ucu eklentilerinin orada bulunma sebebi angıllı-saksonlu denizaltılarının bu Tip214'lerin tanımlamalarını doğru olarak yapabilmelerini sağlayabilmek içindir diye düşünülebiliir.

Örneğin, Akdeniz'de seyretmekte olan bir Tip214 ile temas sağlayan bir gringo denizaltısının, bu aracı Tip214 olarak sınıflandırabilmesi görece kolaydır, diğer taraftan tespit ettiği denizaltının, her açından neredeyse tamamen eşdeğer olan Türk ve Yunan 214'lerinden hangisi olduğundan emin olmasını, doğru tanımlayabilmesini sağlayabilecek ve aynı zamanda bir Dolphin 2 ile de karıştırılmamasını güvence altına alacak olan değişken, Türk ve Yunan 214'leri üzerindeki kanat ucu eklentileridir. Benzer olarak aynı sahada harekât yapabilecek Güney Kore ile Singapur denizaltılarının da doğru olarak ayrıştırılabilmesini sağlayacak şekilde, kanat ucu eklentilerinin farklı kullanılmasında olduğu gibi.

Akla şöyle bir soru gelebilir; söz konusu kanat ucu izi mesela Türk ve Yunan denizaltılarının birbirlerini tam olarak tanımlayabilmesini de sağlamaz mı? Kısaca hayır. Uzunca; böyle bir izi, doğru olarak tespit edip kimlik teşhisinde kullanabilmek için çok büyük sonar dizinlerine ve çok yüksek hesaplama gücüne ihtiyaç vardır ve her ikisi de konvansiyonel denizaltıların yeteneklerini fazlasıyla aşar. MİLDEN'in nükleer güce sahip olması gerekliliği de aslında menzil/sürât yeteneğini artırmaktan önce tam olarak bu açıdan çok önemli bir meseledir.

Eğer bir süre daha hayatta kalırsam, sonraki bölümlerde, konuya ilgi duyabilecek gemi mühendisleri ve gemi mühendisi adayları için paylaşılacak dosyalarla birlikte; önişlem safhasından başlayıp HAD çözümleri ile devam ederek Tip214 BUD'larına ve bilhassa kanat uçlarına odaklanacak şekilde hesaplamalı olarak mevzu adım adım devam ettirilmeye çalışılacak.

Başlangıçta yazmayı unuttum, [1]'i dikkâli bir şekilde okuyup hassas ayrıntıları kavrayamadan bugün burada olanları ve muhtemelen gelecekte olacakları tam olarak anlayabilmek pek mümkün olmayacaktır.

♦ Kaynaklar

1. Düzenin başlangıcı hakkında - https.://uskudar.biz/savunma-sanayii/operasyon-ivs-türk-denizaltıcılığı-1923-1935.html
 
Telif Hakkı © 1997-2024 [uskudar.biz]
- sürüm 6.0.0 - Bütün Hakları Saklıdır.
Kullanım şartları için tıklayın!