Şubat 2019 itibarı ile Birleşmiş Milletler alt kuruluşlarından biri, hipersonik silahlar hakkında elli sayfalık bir belge [1] yayınladı. Böylelikle, zâten bir süredir beklendiği üzere ABD tarafından söz konusu teknolojinin diğer ülkelerin eline geçmesinin önlenmesi amacıyla yürütülmesi düşünülen çalışmanın ilk resmî denilebilecek adımı da atılmış oldu.
Hipersonik (Yüksek Sesüstü) silahlar farklı türlerde olabilmekle birlikte bahsi geçen rapor Hipersonik Süzülme Araçları (HSA) olarak tanımlanan silahları merkeze almış durumdadır. Bu konuyu daha fazla merak edenler [2]'yi incelemekle işe başlayabilir. Hızlan-Süzül teknolojisi kullanan bu tür araçlar ile ilgili ilk çalışmalar 1930'larda başlamış olsa da çözümlerin gerçekten kullanılabilir seviyeye ulaşması 2000'lerde gerçekleşmiştir. Günümüzde ancak üç ülke belli bir olgunluk seviyesine ulaşmış HSA yeteneğine sahip kabûl edilmektedir: ABD, Çin ve Rusya.
Birinci seviyedeki bu ilk üç ülkeye ilâve olarak Avustralya, Fransa, Hindistan ve Japonya söz konusu sahada çalışmakta olan ve gereken asgari yeteneğe ulaşmış veya ulaşmaya yakın oldukları tahmin edilen ülkelerdir.
Fakat daha farklı hipersonik silahlar üzerinde daha farklı ülkeler tarafından yürütülen çalışmalar da mevcuttur. Örneğin deniz hedeflerine karşı kullanılmak üzere bir Alman-İsveç ortaklığıyla, 300m irtifanın altında uçan hipersonik seyir füzesi hedefiyle gerçekleştirilen denemelerde henüz 2003 yılında Mach7'ye ulaşılmış fakat daha sonra muhtemel bir dış baskı sebebiyle ortaklık bozulunca bu çalışma ilerleyememişti.
Tekrar bahsi geçen BM belgesine dönersek 30.sayfa ile başlayan ve uygulanabilecek muhtemel kısıtlama yaklaşımların tartışıldığı bölüm önemli olarak kabûl edilmelidir. Artık Türk Savunma Sanayii konularına giremeyeceğimiz için hazırlanmakta olan bu yeni tuzaktan kurtulabilmek için neler yapılması gerekeceği hususuna değinmeden mevzuyu kapatabiliriz...
|