Gemilerin etraflarında oluşan hava akımının insan için önemi, binlerce yıl önce rüzgârın gemileri yelkenle yürütmekte kullanılabileceğinin öğrenilmesiyle birlikte başlamıştır denilebilir. Bununla birlikte yelken aerodinamiği şimdiki kapsama alanımız içinde olmayacak.
Çok daha yakın zaman dilimine atlandığında, artık gemi üstyapıları etrafındaki akışların başka açılardan da önem kazandığı söylenebilir ki bunlardan belli başlıları:
- Baca gazlarının dağılımı
- Dâhilî Havalandırma, ısıtma-soğutma
- Yapı üzerinde oluşan dinamik yükler, bilhassa manevra esnasında
- Takıntı yerleşimleri
- Uçuş güvertesinde akış oluşumları
olarak sıralanabilir. Bütün bunlar içinden ise şimdilik sadece son maddeye odaklanılacak. Uçuş güvertelerini iki temel bölümde incelemek düşünülebilir; savaş gemilerinin kıçüstünde bulunan helikopter güverteleri ile çok sayıda hava aracının birlikte kullanılmasına olanak sağlayan özel maksatlı gemiler üzerindeki büyük ve düz açık güverteler.
Aslına bakılırsa böyle bir konu sıradaki taslak yazılar içinde mevcut değildiyse de yakın zaman önceki Karlos mevzusundan sonra muhtemel geliştirme seçenekleri için güverte yakınındaki hava akışı şartlarının incelenebilmesi amacıyla araya girdi.
Fakat o noktaya gelmeden önce eldeki hesaplama imkanlarının hem yazılım hem de donanım açısından değerlendirilebilmesi gerekirdi. Bu sebeple öncelikle bu konuda yapılmış durumdaki araştırma verilerinin incelenmesi, gerçekleştirilmiş deney çalışmaları temelinde bir miktar doğrulama yapılması gibi safhaları da atlamamak da icap ederdi.
Resim.1) SFS ve SFS2 deney modelleri, tahmin edilebileceği üzere bu kadem "eski kadem" değil ;). Burada ayrıntılı ölçüleri vermeye gerek görülmedi zira tâkip edecek yazılarda zâten gerekli 3B modeller verilecek...
Bu maksatla, kolayca ulaşılabilir açık-kaynak veriler temelinde hareket etmek üzere SFS21 olarak adlandırılan model tercih edildi. 1985'de gemi üstyapı dümensuyunun helikopter ile etkileşimini incelemek üzere, daha sonra HAD2 yazılımlarının doğrulanması için de önemli bir temel oluşturacak deney çalışmaları için SFS tanımlamalı bir geometri oluşturulmuştu. İkinci safhada ise modele bir kafa ilâvesi ile daha gerçekçi SFS2 elde edildi.
SFS2 için boyut açısından, bizim Donanmamız tarafından da Gaziantep Sınıfı olarak kullanılan OHP3 sınıfı gemilerin uzun sürümü (FFG-8) temel alınmıştır ki bu gemilerin kısa hikâyesini merak edenler [1]'e göz atabilir.
Resim.2) Bir SFS2 modeli rüzgâr tünelinde.
Ülke açısından daha etkin gemi mühendisliği çözümlerinin geliştirilebilmesi için âcil ihtiyaç duyulan yeteneklerden biri de özel maksatlı bir rüzgâr tünelidir, örneğin daha önce "H" ile gösterildiği gibi.
Neyse, şimdilik konuya SFS2 modeli üzerinden, sadece HAD ile kısa ve hızlı bir giriş yapmakla başlayabiliriz ki bu tür bir üstyapının dümensuyunda oluşan akış son derece karmaşık yapılar üretmektedir. Velhâsıl tâkip edecek bölümlerde, mevzuya doğrudan ilgi duyan gençlerle birlikte hesaplamalı yaklaşımlarla ilerleyebileceğiz gibi görünüyor.
|