Aslında bu yazıya sebep olan hâdise 9-10 ay kadar önce gerçekleşmişti. Bununla birlikte böyle durumlarda, hemen o heyecanla konuyu ele almak pek de sağlıklı olmayacağından biraz beklemek çoğu durumda olduğu gibi mantıklı görünüyordu.

Her zaman olduğu gibi bütün olanlar, en azından "Özel Kuvvetler ve Çuval" hadisesindeki kadar büyük bir aşağılama, tamamen unutuluverdi bile. Diğer taraftan bekledikçe, en azından bu kez, yazının içinde hiçbir yoruma yapılmaması daha iyi göründü. Artık elimizde kalan yalnızca biraz veri ve bir iki vidyo, yorumlanmak ise size kalsın...

O zaman önce verilerle başlayalım:

A

Türkiye Cumhuriyetinin deniz kıyılarının toplam uzunluğu 3.888dnm¹ civarında kabûl edilmektedir. Şunu belirtmek gerekir ki bu tür sayılar tartışmaya açıktır ama yine de işimizi görmeye yeterlidir.

Yunanistan için deniz kıyılarının toplam uzunluğu 7.384dnm civarında beyan edilmektedir. Bu durumda Yunanistan'ın kıyılarının uzunluğu Türkiye'nin kabaca iki katı kadardır.

Bu kez yalnızca Adalardenizi'ne odaklanırsak:

Türkiye'nin bu denize kıyıları 1.580dnm olarak kabûl edilir.

Yunanistan'ın (sahip çıktığı) kıyıları ise tartışmaya açık olmakla birlikte 5.804dnm olarak beyan edilmektedir ki bu durumda kabaca Türkiye'nin 4 katına yakındır.

B

Biraz da her iki ülkenin Sahil Güvenlik yapılanmalarına ait verilere göz atalım. Burada 10m'den büyük suüstü araçları değerlendirme kapsamında olacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Sahil Güvenlik Komutanlığının elinde toplam 5 farklı üretici tarafından inşa edilmiş 10 farklı sınıfta toplam 273 araç mevcuttur.

Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığını elinde ise 21 farklı üretici tarafından inşa edilmiş 27 farklı sınıfta 118 araç mevcuttur.

Bu durumda tam kıyı uzunlukları temelinde Türkiye için 14,2 denizmili başına bir tekne düşmektedir! Yunanistan için ise bu değer 62,6 denizmili başna bir teknedir.

Türk Sahil Güvenliğinde ortalama 19,5m uzunluk ve ortalama 65,4ton maimahreç söz konusudur. Yunan Sahil Güvenliği için ise ortalama uzunluk 18,8m ve ortalama maimahreç 42,5 tondur.

Resim.1) Yazıda bahsi geçen iki sahil güvenlik kuvveti için uzunluk - adet dağılımlarının gösterimi. Yorumsuz

Kesin rakamlara belirlemek güç olmakla birlikte Türkiyenin Sahil Güvenlik teknelerinin yaş ortalaması Yunanistanınkine göre daha gençtir ve Türkiye yeni alımları hızla sürdürmektedir.

Hepsini özetlersek, Türkiye Cumhuriyeti sahil güvenlik açısından yazıda bahsi geçen rakibine nazaran daha uzun ve daha ağır ve daha pahalı ve daha genç olmak üzere çok daha fazla sayıda tekneye sahiptir ve yeni alımlarla aradaki bu fark büyümeye devam etmektedir.

B

Yeri gelmişken belirtmek gerekirse; ne gerçek bir savaştsa, ne örtülü bir savaşta, ne de çeşitli rekabet ortamlarında sonucu belirleyen asla sayısal üstünlük değildir. Kazanı belirleyen çok başka bâzı değişkenlerdir.

Konuyu peş peşe iki vidyo ile noktalayalım ve artık çoktan unutulmuş(!) bu utanç verici manzaraları hatırlayalım:

Vidyo.1) Yüksek hızlı bir Yunan Sahil Güvenlik teknesi Akyarlar'da kıyıya kadar geliyor, sonra sıkılıp gidiyor. Bilahare bölgeye yüzen buzdolabı tarzındaki muhteşem(!) ngiliz tasarımı, ultra milli(!) Türk Sahil Güvenlik teknesi teşrif ediyor.

Vidyo.2) Bu kez bir Yunan Sahil Güvenlik teknesi Datça'da karaya çıkıyor! Sonra uzaklaşmıyor bile. Kıyıdan biraz açıkta motoru boşa alıp takılıyor, aslında meydan okuyor. Buna yorum yapmamak çok zor ama neyse...

Yalnız sözleri tamamlamadan şunu da belirtmek gerekir; bu vidyolarda gördükleriniz gerçekleşenlerin yanında hiçbir şey değil. Özellikle son 15 yıldır Yunan sahil güvenlik unsurlarının, bilhassa geceleri Türk Karasuları içine devamlı olarak girmeleri, hatta kimi zaman Türkiye kıyılarını dibinde seyir halindeki yelkenlilere silahlı baskınlar düzenlemeleri vs buralarda hiç umursanmayan olağan hadiselerdir. En iyisi burada keselim.