Gemi Üstü Balistik Füze - 3
Salı, 27 Temmuz 2021

İtalyan Garibaldi gemisi üzerinden Polaris baslistik füzesinin fırlatılışıABD (kendini) uzaktan savunma yaklaşımını oluşturduktan sonra 1958'de üç Nato üyesine Jupiter balistik füzeleri yerleştirmeye karar verdi ki söz konusu ülkeler; Türkiye, İtalya ve Fransa idi. Bunula birlikte kendi milli nükleer silah altyapısını oluşturma kararlılığındaki Fransa bu talebi hızla reddetti ve söz konusu sürtüşme ilerleyen senelerde Fransa'nın Nato'nun askerî kanadından çekilmesindeki etkenlerden olacaktı.

Diğer taraftan Türkiye bunu hemen kabûl ederek kendini o kadar büyük bir tehlikeye attı ki bu topraklardaki insanlar, Küba krizi esnasında zirveye çıkan soğuk savaş pazarlıkları sırasında nasıl bir bela içine düştüğümüzü ve nükleer bir felâketten son anda kurtulduğumuzu ancak olaydan çok uzun zaman sonra fark edebilmeye başlayacaklardı ama burada Türkiye'nin Jupiter hikâyesi ele alınacak değil.

Bir bakıma Gladyo'ya ismini verecek kadar mevzunun içinde(!) olan İtalyanlar da 1959'da bizim gibi hemen ABD ile ikili bir anlaşma yaparak Jupiter füzelerinin topraklarına yerleştirilmesine izin verdiler. Tabii bu noktaya gelene kadar olanlar, aynı zamanda daha önce kısaca bahsettiğimiz İtalya'nın nükleer denizaltı macerası ile de doğrudan bağlantılıdır ve bu oyun İtalya'nın siyâsi ve iktisâdî yapısına hâkim olabilmek için ustaca tezgahlanmıştır, tıpkı aşağıda bahsi geçecek ikinci dalga ile de olduğu gibi...

Bu dönemin başlangıcında ABD'nin dümensuyuna girmiş durumdaki İtalyan Donanması kendisine benimsetilen fikirler doğrultusundan bir yandan balistik füze taşıyacak nükleer tahrikli denizaltılar üzerinde hayaller kurarken, ikinci koldan da tıpkı aynı dönemde ABD'de de düşünüldüğü (Long Beach) üzere Polaris füzelerinin İtalyan gemileri üzerine yerleştirilmesi yolunda da çalışmaya başla(tıl)dı. Jupiter füzelerinde olduğu gibi Polaris'lerin de kolayca tedarik edilebileceği umuluyordu.

Polaris füzesi ile silahlandırılmak üzere seçilen ilk gemiler Giuseppe Garibaldi, Andrea Doria, Caio Duilio, Vittorio Veneto ve Raimondo Montecuccoli kruvazörleri oldu. Aslına bakılırsa İtalyanların temel hedeflerinden biri muhtemel bir savaşta, doğal olarak Doğu Bloku'nun ilk nükleer hedefleri olacak, korumanın mümkün olmadığı Puglia ve Basilicata'daki sabit Jupiter üslerinden tamamen kurtulabilmekti.

Giuseppe Garibaldi üzerinden Polaris fırlatma denemesi

Resim.2) Polaris füzelerinin yerleştirildiği ve denendiği İtalyan kruvazörü Giuseppe Garibaldi. Kıçüstünde dört adet hafifçe dışa eğik soğuk fırlatma tüpleri mevcut. Sağ üstteki ilk resimde ise bu gemiden (demirde iken) gerçekleştirilen bir Polaris atışı görülebilir ki bu ilk atışta muhtemelen motor çalıştırılmadı.


Condottieri sınıfı İtalyan hafif kruvazörü Giuseppe Garibaldi 1936'da denize indirildi, İkinci Dünya Savaşı esnasından muhtelif hasarlar alsa da hayatta kaldı. 1957-61 arasında ABD desteğiyle gerçekleştirilen kapsamlı yenileme çalışmaları neticesinde bu gemi, Terrier uçaksavar füzeleri ile birlikte balistik füze de taşıyabilen bir araca dönüştü ve Polaris füzelerinin birkaç kez denizde atışını başarıyla gerçekleştirdi. Tâkip eden süreçte İtalya, gemiler üzerinde kullanmak üzere 200(!) Polaris füzesi talep ettiyse de tabii ki havasını aldı.

Bu gelişme üzerine 1971'de İtalyan Donanması kendi orta menzilli balistik füze projesini başlattı: Alfa.

Hedeflenen İtalyan balistik füzesi Polaris'den daha küçük, 950kg nükleer harp başlığını 1.600km menzile eriştirebilecek katı yakıtlı bir araçtı. İlk başarılı Alfa atışı sadece dört yıl içinde, 1975 itibarı ile gerçekleştirildiyse de iki temel sorun mevcuttu:

  1. Nükleer başlık
  2. Teknolojik bağımlılık

Alfa'nın katı yakıtlı motoru Rocketdyne adlı bir ABD şirketi tarafından üretiliyordu ki bu bağımlılık projenin geleceğini kısa süre sonra doğrudan etkileyecekti.

Bir orta menzilli balistik füzeyi caydırıcılık maksadıyla kullanabilmek için tek seçenek, üzerinde nükleer başlık taşımasıdır ki İtalyan Alfa projesinin başarısızlıkla neticelenmesinin temel sebebi bu hedefe ulaşılamamasıdır. Vittorio Veneto kruvazörüne Alfa füzesi için dikey fırlatma kovanları yerleştirilse de proje siyasî baskılarla durduruldu ve Alfa'nın gemi üzerinden denemesi gerçekleştirilemedi.

Alfa Balistik Füzesi

Resim.3) Katı yakıtlı Alfa balistik füzesi uçuşta, 1975 civarı olabilir.


İtalya'nın ilk nükleer reaktörü 1962'de hizmete girmişti, sonraki yıllarda üç reaktör daha devreye alındı bununla birlikte 1982'den itibaren işler değişecekti, velhâsıl İtalya kısa süre sonra hem Alfa füze çalışmasını, hem nükleer başlık geliştirme faaliyetlerini durdurmak ve hatta bütün nükleer santrallerini kuzu kuzu kapatmak zorunda bırakılacaktı.

Aslına bakılırsa o dönemde İtalya'nın elinde gerek bu işin altından kalkabilecek beyin gücü, gerekse teknolojik altyapı mevcuttu fakat ülke beşinci kol tarafından çoktan içeriden ele geçirilmişti. 1978'in akşamlarından birinde, TRT'nin haberlerinde yayınlanan, dönemin İtalya Başbakanının bir arabanın bagajındaki bağlanmış cesedini gördüğümde, aslında meselenin özü artık açıkça anlaşılabilir bir vaziyetteydi.

ABD-İtalya ekseninde nükleer denizaltılarla başlayan, balistik füze taşıyan gemilerle devam eden "sahte işbirliği" dizisinin ve "teknoloji transferi" masalının gerçekte ne anlama geldiğini, ne amaçla kullanıldığını, sonuç olarak neye hizmet ettiğini kavrayabilmek için işte bu Aldo Moro suikastını doğru anlayabilmek tek başına yeterli bir numunedir ve bunu anlayamadıkça bizim buralarda ne, neden, nasıl oldu, hatta olacak(?) sorularına doğru cevaplar bulabilmek pek mümkün olamayabilir.

Dördüncü bölümde: Biraz Daha Doğuda...

Yaftalar:

♦ Kaynaklar

1. Il Potere Nucleare della Marina İtaliana, 2017, Vıncenzo Meleca
2. La politica energetica nucleare in Italia, 2019, Matteo Carletti
3. Sommergibili Tra Arte e Storia, 2013,Daniele Busettol
4. https://cnpp.iaea.org/countryprofiles/Italy/Italy.htm
 
Telif Hakkı © 1997-2024 [uskudar.biz]
- sürüm 6.0.0 - Bütün Hakları Saklıdır.
Kullanım şartları için tıklayın!